Yaşam

Suçluları Yakalamanın Temel Yöntemi Olan Parmak İzi Nasıl Alınır ve Hangi Amaçla Kullanılır?

Parmak izi tekniği geçmişten günümüze insanlığa büyük katkılar sağlamıştır. Hatalı tespitten sahip olduğumuz kimlik doğrulamaya kadar birçok alanda hayatımızı kolaylaştırdı ve bize zaman kazandırdı. Bugün bu değerli tekniğin tarihçesini ve insanlığa kazandırdığı faydaları inceleyeceğiz.

Kaynak:https://science.howstuffworks.com/fin…

Yüzyıllar öncesinden alınan parmak izlerinin kayıtları elbette var ama bugünkü kadar kullanışlı değillerdi.

Eski Babilliler iş kayıtlarını tutmak için parmak uçlarını kile bastırdılar. Çinliler ise işle ilgili belgelerde ve çocuklarını teşhis etmek için parmak izi kullandılar.

Suçluları tespit etmek için parmak izlerinin kullanılması 19. yüzyılda başladı.

1858’de İngiliz Sir William Herschel, Hindistan’ın Jungipoor semtinde Baş Yargıç olarak çalışıyordu. Dolandırıcılığı azaltmak için yerel halkın iş belgelerini imzalarken parmak izlerini yazdırması gerekiyordu.

Bugün, bilim adamları her kişinin parmak izinin benzersiz olduğunu keşfettiğinden beri, polis memurları suçluları yakalamak için bu prosedürü kullanıyor.

Günümüzde parmak izleri yasal sürecin ayrılmaz bir parçası haline geldi ve sahte imzaları önlemek, kaza kurbanlarını belirlemek, iş başvurularını doğrulamak ve ATM’lerden bilgisayar ağlarına kadar her şeye kişiselleştirilmiş erişim sağlamak için kullanılıyor.

Bu nedenle parmak izi tespiti, polis memurlarının bir olay mahallinden parmak izleri alıp bunları bireysel belgelerdeki kayıtlarla karşılaştırdığı günlerden bu yana çok yol kat etti.

Modern parmak izi algılama teknikleri, yalnızca milyonlarca hatalı kaydı aynı anda kontrol etmekle kalmaz, aynı zamanda yüzleri, arka planları ve diğer tanımlanabilir özellikleri suçluyla eşleştirebilir.

Parmak izi almadaki bu ilerleme, parmak izlerinin bir noktada değiştirilip çalınamayacağına dair soruları gündeme getiriyor.

Ancak neyse ki küçük bir çizik ya da yanık bile parmak izlerinizdeki kıvrımların yapısını etkilemez çünkü yaranın üzerindeki yenilenen deri eski düzeninde yeniden ortaya çıkar. Ancak her kıvrım, papilla adı verilen küçük çıkıntılarla iç deriye bağlanır. Bu papillalar zarar görürse kıvrımlar silinir ve parmak izi kaybolur.

Bazı failler, kendi parmak izlerini değiştirerek yakalanmaktan kurtulmaya çalıştı.

Chicago’da banka soyguncusu John Dillinger, 1930’larda parmak uçlarını asitle yakarak parmak izlerini çıkarmaya çalıştı. Daha yakın zamanlarda, Massachusetts, Lawrence’ta bir adam, kimliğini gizlemek için parmaklarına zarar vererek parmak izlerini değiştirdi, ancak bir polis memuru onu yüzünden tanıdı.

Parmak izi alma tekniği daktiloskopi olarak bilinir. Dijital tarama teknolojileri ortaya çıkana kadar parmak izi, mürekkep ve kart kullanılarak yapılıyordu.

Mürekkep ile parmak izi oluşturmak için parmaklar önce alkolle temizlenip kurutuldu. Daha sonra parmak uçları mürekkebe batırılarak hazırlanan kartların üzerine bastırıldı. İzlerin doğruluğunu sağlamak için tüm parmaklar kartın altına 45 derecelik bir açıyla yerleştirildi.

İki farklı iz türü vardır:

Görünür işaretler, kan, kir veya kil gibi iz bırakan bir yüzey üzerine yapılan işaretlerdir. Gizli izler ise cam, cinayet silahı veya suçu işleyenin dokunduğu diğer yüzeylerde kalan ter, yağ ve diğer cilt kalıntılarından oluşur. Bu izler çıplak gözle görülemez, ancak koyu renkli toz, lazer veya diğer ışık kaynakları kullanılarak görünür hale getirilebilir.

haberselim.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu